Uzun bir süredir bir durumun nedenini arıyordum. Bebeklere şiddet, çocuklara işgence, kadına şiddet, din ayrımcılığı ve saygısızlık, kişi özgürlüğüne müdahale... Bu liste uzayıp gidiyor. Çok düşündüm nedenini. Ekonomik olarak, yetiştirilme etkeniyle, sosyal çevre faktörüyle. Yapılan bir çok araştırma var ve ben hepsini okudum. Ben uzman değilim, sadece hissettiğimle ve gözlemlerimle bir sonuca vardım.
Her faktör mutlaka ve mutlaka yaşantımıza, günümüze ve yarınımıza etken bunu kabul etmemek zaten yanlış olur. Ancak bir örnek vermek istiyorum. Eğer Kars'ta yaşayan Hızır Amca'nın çoban oğlu Tıp Fakültesini kazanarak bana doktorluk yapabiliyorsa, kötü bir çocukluk dönemi yaşayan Hasan nasıl bir baba olunmayacağını öğrenebiliyorsa, her kişinin gelişimini standart olarak bu araştırmalara bağlamakta yanlış sonuca ulaşmamıza neden olur. Diye uzun zamandır düşündüğüm sonuca kendimce ulaştım. Hepimiz doğuyoruz ve 12 yaşına kadar muhakeme yeteneğimiz gelişmiyor. O süreye kadar ailemizin, çevremizin bizlere söyledikleri ve yapmamızı istedikleri her adımı atıyoruz. Biraz daha büyüyelim. Lise çağına gelindiğinde biraz etrafımıza göz gezdiriyoruz.
Ne nedir, ne değildir fark etmeye ve davranışlarımızı bu durumu analiz etme sonucunda belirliyoruz. Ya sonra? Hayatın içerisindesiniz. Kişi gelişimi en önce ailede başlar. Eğer anne ve babanız sizin vicdanınızın ve insan olma bilincinizin kotasını yeterli oranda beslemişse, hayatta siz ve insanlığınız yola çıktığında hiç bir canlıya el, dil uzatmaz, hakları ve hudutları değerlendirirken sadece ve sadece İNSAN odaklı muhakeme yeteneğinizle toplumda yaralı ve sevilen kişi olursunuz. Diyeceksiniz ki bu bilince anne ve baba sahip değilse ne olacak? Buna şahit olduğum ibir önerim olacak. Belki yaşını alıp baba, eş statüsünü almış ancak kadını dövdüğünde "hak etti " bilincine sahip insanların çocuklarına nasıl erişeceğiz?
Sevgiyle kalın.